Kamuoyunda 4. Yargı paketi olarak bilinen 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun bugünkü 31.01.2013 g. ve 28545 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Ana hatları ile;
Bu Kanunla, daha önce sıkça tartışılan şüpheli veya sanığın derdini anlatacak derecede Türkçe bildiği halde, kendisini daha iyi ifade edebileceği bir başka dilde mahkemede savunma yapmasının önü açıldı (6411 sayılı Kanun m.1 ve 2).
Kanunda, hapis cezanın infazının gebelik ve hastalık nedeniyle ertelenmesine dair süre ve şekiller yeniden düzenlenmekte, hükümlünün istemi ile infazın ertelenmesinin süre sınırı taksirle işlenen suçlar yönünden 5 yıl veya daha az süreli hapis cezasına, kesinleşen hükmün infazında 3 yıl olarak öngörülen yakalama emri, taksirle işlenen suçlar yönünden 5 yıl hapis cezasına çıkarılmaktadır. Böylece, taksirle suç işleyip de 5 yıl ve daha az hapis cezası ile cezalandırılanlara infaz erteleme hakkı tanınarak, doğrudan doğruya yakalama emri çıkarılmasının önüne geçilmiş ve davet üzerine infaz savcılığına başvuranların ceza infazlarının geçici bir süre ile ertelenmesi öngörülmüştür (6411 sayılı Kanun m.3, 4 ve 5).
3. Kanunda, cezaları kesinleşip "hükümlü" sıfatını alan kişilerin ödüllendirilmeleri iyileştirilmektedir. Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan evli hükümlülerin 3 ayda bir kez olmak üzere, 3 saatten 24 saate kadar eşleri ile cezaevi infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın mahrem şekilde görüşebilmesi düzenlenmiştir. Ancak bu önerinin, suçluluğu kesinleşmeyen, yani masumiyet/suçsuzluk karinesi altında yargılanan tutuklular için öngörülmemesi önemli bir eksiklik olarak gözükmektedir. Tutuklu olanların şartlarının daha iyi olması ve cezaevi yerine tutukevinde bulundurulmaları gerekir. Ancak Ülkemizde, açık cezaevine geçme hakkı kazanan mahkumların, tutuklulardan çok daha iyi şartlara sahip olduğu bir gerçektir. Kanunun 14. maddesinde, bu konuyu düzenleyen 6. maddenin 2 ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir (6411 sayılı Kanun m.6 ve 14).
4. Kanunda, hükümlülük süresinin beşte birini iyi halle geçiren mahkumlara mazeret izni verilmesi halinde, izin süresinde gece konaklaması gerekli olduğunda iznin geçirileceği yer ve şartlarda iyileşmeye gidildiği görülmektedir. Tutuklunun bir yakınının ölümü veya ağır hastalık geçirmesi durumunda da, mazeret izni kapsamında izin süresinde gece konaklaması gerekli olduğunda iznin geçirileceği yer ve şartlarda iyileşmeye gidileceği ve böylece ev ortamında kalmasının sağlanacağı görülmektedir (6411 sayılı Kanun m.10 ve 12).
5. 6411 sayılı Kanunla, açık ceza infaz kurumunda bulunan veya bu cezaevine geçmeye hak kazananların ailelerinin yanına gidebilmeleri için öngörülen yıllık izin sayısı dörde çıkarılmıştır. Ancak Kanunda, masumiyet/suçsuzluk karinesi altında yargılanan ve mahkumiyet hükmü kesinleşinceye kadar suçsuz kabul edilen tutuklulara bu tür bir hak tanınmamıştır. Tutukluluğun bir ceza yargılaması tedbiri olduğu, ceza yerine düşünülemeyeceği, sürekli ve uzun uygulanmaması gerektiği tartışmasızdır. Bizdeki hukuk kültürü, tutuklamayı bir tedbir olmaktan ziyade ceza gibi görüp uygulamaya devam ettiğinden, bir an evvel bu yanlış anlayışının düzeltilmesi yoluna gidilerek, mahkumlara tanınan hakların öncelikle tutuklulara tanınmasının vaktinin geldiğini düşünmekteyiz (6411 sayılı Kanun m.11).
6. 6411 sayılı Kanunun 13. maddesinde, hapis cezasına mahkum olanları yakından ilgilendiren bir hüküm yer almaktadır. Bu hükümle, bir buçuk yıla varan (18 aya kadar) hapis cezasına mahkum olanların cezaevlerinden erken koşullu salıverilmesinin veya cezaevine girmeden denetimli serbestlik altında hapis cezasını dışarıda çekmesinin önü açılmış gözükmektedir. Daha önce yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun tarafından Ceza İnfaz Kanunu'na eklenen hükümle, koşullu salıverilme 1 yıl öne çekilmiş ve mahkumların 1 yıl erken tahliye olmasının önü açılmış idi. Ancak hükümlünün bu haktan yararlanabilmesi için, en az 6 ay açık cezaevinde kalması veya açık cezaevine ayrılma süresini tamamlanması aranmakta idi. 6411 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, bu 6 aylık süre şartının 31.12.2015 tarihine kadar ertelenmesi öngörülmüştür. Bu hüküm yürürlüğe girdiğine göre, 31.12.2015 tarihine kadar 6 ay açık cezaevinde kalma şartı aranmaksızın, cezalarının koşullu salıverilme tarihine 1 yıl ve daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talepleri halinde salıverilmeleri mümkün hale gelmiş gözükmektedir. Çocuklar yönünden Ceza İnfaz Kanunu'nun 105/A maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde öngörülen, çocuk eğitimevinde toplam cezanın beşte birini tamamlama şartı da 31.12.2015 tarihine kadar kaldırılarak, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halinde erken koşullu salıverilmelerinin önü açılmıştır (6411 sayılı Kanun m.13).
Yasanın tam metni aşağıda sunulmuştur. Hayırlı olması temennimizle hoşçakalın...
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN
İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 6411 Kabul Tarihi: 24/1/2013
MADDE 1- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 202 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri," ibaresi "Birinci ve ikinci fıkra
hükümleri," şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"(4) Ayrıca sanık;
a) İddianamenin okunması,
b) Esas hakkındaki mütalaanın verilmesi,
üzerine sözlü savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir
dilde yapabilir. Bu durumda tercüme hizmetleri, beşinci fıkra uyarınca oluşturulan listeden,
sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilir. Bu tercümanın giderleri Devlet
Hazinesince karşılanmaz. Bu imkân, yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik
olarak kötüye kullanılamaz.
(5) Tercümanlar, il adlî yargı adalet komisyonlarınca her yıl düzenlenen listede yer alan
kişiler arasından seçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler yalnız bulundukları il
bakımından oluşturulmuş listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş listelerden de tercüman
seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
MADDE 2- 5271 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun 202 nci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen
yönetmelik, Adalet Bakanlığınca bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren bir ay içinde çıkarılır. Bu yönetmelik uyarınca tercüman listeleri oluşturuluncaya
kadar bu Kanunun 202 nci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen tercüme hizmetleri
sanığın kendisi tarafından getirilen tercüman tarafından yerine getirilir."
MADDE 3- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "üçer aylık" ibaresi "birer
yıllık" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"(5) Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine
altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında
dördüncü fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin cezasının dördüncü fıkrada öngörülen
kısmı, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde infaz olunur.
(6) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında
hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı
değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye
kadar geri bırakılabilir."
MADDE 4- 5275 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 17- (1) Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya
daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine,
Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilir.
(2) Erteleme, her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki kez uygulanabilir.
(3) Erteleme süresi içinde, hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası
açılması hâlinde, erteleme kararı kaldırılarak ceza derhal infaz olunur.
(4) Birinci fıkrada belirtilen hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün
yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin
veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hâle gelmesi veya hükümlünün
hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hâllerde, Cumhuriyet
Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebilir. Ancak bu
ara verme iki defadan fazla olamaz.
(5) Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilir.
(6) Bu madde hükümleri;
a) Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa
karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,
b) Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler,
c) Disiplin veya tazyik hapsine mahkûm olanlar,
hakkında uygulanmaz."
MADDE 5- 5275 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıldan fazla hapis
cezasının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılır."
"(3) Adlî para cezasından çevrilen hapsin infazında hükümlüye öncelikle çağrı kâğıdı
gönderilir."
MADDE 6- 5275 sayılı Kanunun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 51- (1) Hükümlüler, kurum içindeki veya dışındaki genel durumları, eğitim ve
iyileştirme faaliyetlerine etkin katılımları, kurum düzenine karşı tutumları ve kendilerine
verilen işlerdeki gayretleri dikkate alınarak teşvik esaslı ödüllerden yararlandırılabilirler.
(2) Bu madde hükümleri, çocuk hükümlüler için de geçerlidir.
(3) Hükümlülere verilebilecek ödüller şunlardır:
a) Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan evli hükümlüler, en geç üç ayda bir kez olmak
üzere, üç saatten yirmidört saate kadar eşleri ile kurum veya eklentilerinde ceza infaz kurumu
personelinin yakın nezareti olmaksızın mahrem şekilde görüştürülebilir.
b) Çocuk hükümlülere, en geç iki ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmidört saate
kadar ana ve babasıyla veya vasisiyle kurum ya da eklentilerinde ceza infaz kurumu
personelinin yakın nezareti olmaksızın aile görüşmesi yaptırılabilir.
c) Haftalık ziyaret süresi iki saate kadar uzatılabilir.
d) Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılabilir.
e) Üst üste kullanılmayan en fazla üç haftalık ziyaret süresi toplu olarak kullandırılabilir.
f) Haftalık telefonla görüşme süresi veya sayısı iki katına kadar artırılabilir.
g) Sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli veya daha uzun süreli
yararlanmaları sağlanabilir.
h) Haftalık harcama miktarı yarı oranında artırılabilir.
ı) Tek kişilik odalarda televizyon bulundurma imkânı verilebilir.
j) Hediye verilebilir.
k) Takdir belgesi veya tavsiye mektubu verilebilir.
(4) Ödüllendirme sisteminin usul ve esasları ile bu ödüllerden yararlanmanın kapsam ve
şartları, suç türleri dikkate alınarak yönetmelikle belirlenir."
MADDE 7- 5275 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir."Çocuk hükümlüler bakımından bu fıkranın (b) bendi uygulanmaz."
MADDE 8- 5275 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde,
dördüncü fıkrasında yer alan "Nakil" ibaresi "Görevli nezaretinde yapılan nakiller" şeklinde
değiştirilmiştir.
"(3) Çocuk eğitim evlerine nakiller kurum görevlisinin nezaretinde yapılır. Açık ceza infaz
kurumlarına nakiller ise kurum görevlisi olmaksızın yapılır. Bu hâlde hükümlünün, aynı il
sınırları içinde bulunan ceza infaz kurumları arasındaki nakillerde aynı gün içinde; farklı
illerde bulunan ceza infaz kurumları arasındaki nakillerde ise kurum amirinin kırksekiz saati
geçmeyecek şekilde belirleyeceği süre içinde, nakledildiği açık ceza infaz kurumuna giriş
yapması gerekir. Belirlenen sürelerde açık ceza infaz kurumuna giriş yapmayan hükümlüler
hakkında 97 nci madde hükümleri uygulanır."
MADDE 9- 5275 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
"Çocuk hükümlüler için ziyaret süresi bir saatten az, üç saatten fazla olmamak üzere
belirlenir."
MADDE 10- 5275 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Hükümlünün, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, kendi evi veya (a)
bendinde belirtilen bir yakınının evinde, güvenli görülen başka bir yerde ya da gidilen yerde
bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalmasına, güvenlik hususu değerlendirilmek ve gerekli
güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle, gidilen yerin valisi tarafından karar verilir."
MADDE 11- 5275 sayılı Kanunun 95 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "yılda en
çok üç kez olmak üzere her defasında" ibaresi "üç ayda bir," şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 12- 5275 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İkinci ve üçüncü fıkraya göre izin verilen tutuklunun, izin süresi içinde gece konaklaması
gerektiği takdirde, kendi evi veya ikinci fıkrada belirtilen bir yakınının evinde, güvenli
görülen başka bir yerde ya da gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalmasına,
güvenlik hususu değerlendirilmek ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle, gidilen
yerin valisi tarafından karar verilir."
"(5) Dördüncü fıkra ile 94 üncü maddenin ikinci fıkrasının uygulamasına ilişkin usul ve
esaslar Adalet ve İçişleri bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir."
MADDE 13- 5275 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz."
MADDE 14- Bu Kanunun 6 ncı maddesi yayımı tarihinden iki ay sonra, diğer maddeleri
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 15- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(s. sayısı: 365)